Tanya Doğan
Umutsuz değildim, sevinçsiz değildim
Sevgisiz değildim, sensiz değildim
Sen ki sevgilere yaşam olan Güneş
Yaşam olan, su ve hava umut, dirençsin
Sen bir haykırışsın suskunsa diller
Gözlerde yeşil, düşlerde beyaz
Sen özgürlüksün ÖNDERİM
İlkbaharın
eşsizliği tüm güzelliğiyle yine kucak açtı Kürdistan topraklarında. Ve
kuruyan yapraklar can katmak için doğaya, toprakla bütünleşti. Alaca
kızıllığıyla doruklarda alev alev parıldayan gökyüzü tüm yürek
alıcılığıyla yansıyor gerillanın yüzüne. Yediverenler, kızıl güller,
nergisler süslüyor dağları. Baharın kokusuyla asi bir savruluş gibi
esiyor rüzgâr dağların tenine dokunarak. Ve bir mevsim daha uyanıyor
dağlarda.
Toprak bu bahar sanki daha bir suskun, gökyüzü
küsmüş, güneş bile öfkeli. Doğa sancılı bir doğuşu yaşarken kederini de
hissettiriyor. Ama doğanın dilini en iyi anlayan tutsaktı İMRALI’DA,
doğa kızgındı onu en iyi anlayan, güç veren Bilge insanın yanında
olmasını engelleyenlere, ihanete, kalleşliğe, komplocu işbirlikçi
güçlere. Nasıl yapmalıydı; fırtınalar mı kopartmalıydı yoksa kasırgalar
mı estirmeliydi. Almalıydı intikamını. Çırpınıyordu toprak tüm
öfkesiyle, göstermeliydi hıncını. Bekliyordu. Bilge İnsan ‘Umut
zaferden daha değerlidir’ demişti. Hıncını, öfkesini ve kinini elbet
bir gün alabildiğine gösterecekti.
Esecekti çılgınca,
dağıtacaktı geçmişin hasretini ve alacaktı intikamını. Sevdalıydı
kavgaya yüreği, kitlenmiş özverili edasıyla, inançlıydı, elbet bir gün
alacaktı istediğini. Soracaktı hesabını tarihin kirli sayfalarına.
İnancımız çığlıktı dağlarda yankı olur çoğalırdı evrenin her yerinde.
Ve mücadelenin kutsallığıyla yiten her yiğit can ışık olur dağlarda.
Özlem dolu efkarın soluğu uzanır dağlardan İmralı’ya. Bulur kendini
İmralı’da sevgi dolu bir haykırışla, yankılanır bilge insanın kulağına
güneş ülkesinin sıcaklığında. İsyan olur apansız. Seninle dağları
paylaşmak, aşka ulaşmak, inancı çoğaltmak isteyen binlerce yürek var.
Aydınlanmak
isteyen topraklar, doruklar var. Dağlar kucak açmış yaratıcısına.
Çocukluk hayaline sahip çıktığını göstermek için, yıllara inat.
Özgürlük ateşlerinin doruklara ulaştığı, barış dolu yarınların umutlu
gelecek vaat ettiği bağımsızlığın kalesinde buluşacağız dağlarda.
Bu
yürekler Önderliksiz bir hayatı yaşatmaz düşmanına, bir gün bile
güldürmez hayatını zehirleyeni. Bu yürekler, bu dağlar bekler GÜNEŞ
ÜLKESİNİN GERÇEK SAHİBİNİ. Ve elbet bir gün son bulacak bu hasret. Ve
sizi gülen gözlerle, inançlı yüreklerle karşılayacağız.
MEZAPOTAMYADAN BAHARIN ILIK ESİNTİYLE KADIN MİLİTANLARDAN İMRALIYA SELAMLAR..